Çocuklar, Nasreddin Hodja piyasaya ulaştı. “Hodja, ıslık!” Birisi dedi. “Benim amacıyla benim amacıyla!” Diğeri dedi. Diğerleri sırayla: “Bir düdük istiyorum!”
“Benim amacıyla bir!” Sadece biri Nasreddin Hodja’ya para verdi. Hodja para aldı ve piyasaya gitti. Öğretmen akşam pazardan döndüğünde, çocuklar kuşattı. Her biri ona ıslık sordu. Profesör çantasını tekmeledi ve çocuğu çocuğa verdi. Diğer çocuklar her vakit ağızlarında bağırdı: “Biliyor musun, biz düdükiz?”
Nasrettin Hodja Giant, “para amacıyla düdük” dedi. Bir gün Nasreddin Hodja komşusundan bir kazan istiyor. İşini bitirdiğinde, kazana ufak bir tencere koydu ve geri getirdi. Kazanın sahibi potu gördüğünde:
– Nedir? Diye sordu. Öğretmen yanıt verdi:
– Mucize! Kazanınız doğum yaptı. Bu haber komşunuzu sevecek. – Peki! Tencereyi kabul etti. Bir gün, öğretmen komşusundan bir kazan sordu. Ama bu sefer geri dönmedi. Sahibi bir vakit bekliyor. Kazanın gelmediğini görünce öğretmene geldi ve kazayı gene istedi. Üzgün yüzlü Hodja:
– Yaşam senin amacıyla, zafer öldü! konuşmak. Şaşırtıcı bir şekilde yakın:
– Oh, öğretmenim, kazan hiç öldü mü? Dediğinde, öğretmenin cevabı hazırdı:
-Kazananın doğum yaptığına inanıyorsunuz, ama namacıyla onun öldüğünü sanmıyorsun? Öğretmen daha sonra kazanı geri verir. Zaten bir hedef, ilgisini aslında seven komşusu amacıyla iyi bir ders vermek. Bir çantaya koydu. Çantayı sırtına aldı ve hile köyüne gitti.
Veya Hodja’yı görenler:
– “Brre Hodja, namacıyla sırtında bir cep var?” Sordular.
– “Ne yapıyorsun?” Hodja, “Zavallı hayvan akışımı vurdu. Sanki yeterli değilmiş gibi, ona çanta getirmeyi kabul etmedim.” Dedi.
Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız